EŞARP VE ŞALIN KISA TARİHİ
EŞARP ve ŞaLIN KISA TARİHİ*
Kadınlığın bir sembolü olarak, eşarp kadına sofistike ve zarafet katan şıkbir moda aksesuarıdır. Eşarp, son birkaç on yılda kuşkusuz her kadının gardırobunda olmasa olmaz bir aksesuar olarak yer alıyor. Tarihsel süreç içinde bulunduğu kültürden, dönemin yeniden biçimleme, tasarım ve iyi hissettirme ve estetik duygularından beslenen her aksesuar giibi eşarp ve şal da son döneme damga vuran yeni trend ve estetik anlayışından ayrı kalamazdı. Bu yolculukta örtünme ve klasik desen anlayışından Moda, Sanat, Bilim üçgeninde zerafeti sonsuzlukla keşfedeceğiniz Frakatal desenlerle yaratılan tasarımlara giyilebilen sanat dönüşen bir süreci izleyebilirsiniz.
KELİMENİN KÖKENLERİ
Eşarp ve Şal için İngilizce’de kullanılan "Scarf” kelimesinin kökenleri İskandinavya’ya dek uzanır. "Skarfr”ın ise 1490 -1500 yıllarında eski Norse dilinde (Vikingler döneminde, yaklaşık 1300'lere kadar İskandinavya'nın yerlileri ve deniz aşırı yerleşim birimlerinde konuşulan dildir) belki bir bezden kesmek anlamına gelen skare ‘den türediği kabul edilir. Eşarp anlamına gelen "Scarf” ise ilk olarak 1440-1450 yıllarında kayda geçmiştir.
Bazı kayıtlara göre ise eşarp kelimesinin kökenleri, 1550 li yıllarda vücüda veya omuza takılan ince bir bant, ipek bir bant, kuşak, askı anlamına gelen "escherpe" kelimesine veya latince "küçük sazlardan dokunmuş küçük çanta" anlamaına gelen "scirpus" ve oradan dönüşerek "scirpa"ya kadar gitmektedir. İskandinavya'da ise "skreppa" yine küçük çanta el çantası anlamına gelmektedir.
Diğer taraftan Birleşik Krallık argosunda "Scarf” Britanya ordusu ve Güney Afrika da kullanılan argo ingilizcede "Scoff” tıkınmak-hızlı yemek yemek anlamında kullanılır.1945-50'ler Amerikasında ise "Scarf-Eşarp” ın taklit etmek veya tıkınmak anlamına gelen "Scoff”un diyaliktiğe uygun olarak araya bir "r” girerek "Scraf” a döndüğüne inanılır.
Ülkemizde Eşarp ve Şal farklı boyutlara atıf yaparak birbirinden ayrılırken kare (Eşarp) ve dikdörtgen (Şal) formların her ikisi için ingilizcede "Scarf” kullanılmaktadır. Ancak genelde "Scarf” dendiğinde bir Kare Eşarp, "Long Scarf” dendiğinde ise Şal anlaşılır. Buna karşılık büyük Şallar için ise "Şal, Atkı” kullanılırken ingilizce Stole, Shawl, Throw, Wrap veya Fransızcada écharpe, Foulard gibi tanımlar kullanılmaktadır.
Bu açıdan türkçedeki eşarp fransızcadan gelen "écharpe” dan türemiştir. Eşarp ve şal tanımlarına karşılık türkçemizde "shawl, throw ve wrap” in bire bir tam karşılıkları yoktur.
En yaygın eşarp boyutları 56X56, 64X64, 90X90 ve 140x140m dir. Ülkemizde genelde 90X90cm eşarplar yaygındır.
"Scaf” vaya Şal dendiğinde ise genellikle ince, uzun ve çoğunlukla ipekten yapılmış 30cm -70cm genişiliğinde ve 120cm – 200 cm uzunluğunda Şal anlaşılır. Ülkemizde genellikle 70X200 cm veya buna yakın boyutlar Şal olarak tanımlanırken ingilizce de bu veya bundan daha büyük dikdörtgen ve kare formdaki şallar "Shawl” olarak tanımlanır. Bizde Şal ile atkıya karşı gelen "Shawl" boyun, omuz ve vücüdun gögüs bölgesini örtecek büyüklüktedir. Genellikle yünden yapılırlar. 80-110 cm genişliğinde ve 180 cm – 210 cm uzunluğundadırlar. Eğer diktörtgen ise uzunluğu genellikle genişliğinin bir buçuk katıdır.
"Stole” ise "Shawl” a göre daha kaliteli ve daha ince kumaştan yapılan parti ve balolarda omuza atılan daha dar ve kısa şal olarak tanımlanır ki bizde daha çok Fulara karşı gelir. Genelde 50-70 cm genişliğinde 175cm-190cm uzunluğundadır. "Kasmere&Pashmina Shawl” 67X182cm ile 170X 200cm arasındadır. Ancak 100X170 cm veya 71X182 cm boyutlar oldukça popülerdir.
"Wrap” ise Şal ve Atkı arasında omuzda kullanılan genellikle ince kumaştan yapılan uzunluğu genişliğinin iki katı olan bir Şaldır.
"Throw” genelde 127X127 cm boyutlarında omuzları örtecek büyüklükte bir Şaldır.
TheFAD.co Kare Pamuk&İpek Şallar 137X137cm boyutlarındadır.
TheFAD.co 140X140 Pamuk&İpek Şal
TARİH BOYUNCA EŞARP ve ŞAL
Kraliçe Nefertiti
TheFAD.co Mitoloji Koleksiyonu
Eşarbın kökenleri İsa’dan önce 1350 yıllarında Antik Mısır'a, abartılı mücevherli bir taçla beraber pamuktan bir eşarp kullandığına inanılan Kraliçe Nefertiti'ye kadar uzanıyor.
Şalın değişen formları oları atkılar da günümüzde hem kadın hemde erkek gardırobunda kullanılırken Antik Roma'da erkekler atkılarını onları serin ve kuru tutmalarını sağlayacak 'Sweat Cloth-ter bezleri' olarak giyiyorlardı. Milattan sonra 10. Yüzyılda Romalıların başlarına veya bellerine eşarba benzer ketenleri bağladıkları bilinir. İmparator Nero boynuna "sudarium” bağlamadan halk arasına çıkmazdı. İsa’nın öldükten sonra başının ”Sudarium” ile sarıldığına inanılır. Daha sonraları İsa’nın başına sarıldığı "kefeni " olduğuna inanılan 84X53 cm boyutlarındaki "Sudarium” İspanya’nın Ovideo şehrindeki San Salvador Camara Santa Katedralinde yılda üç kez sergilenir.
Ovideo da sergilenen "Sudarium
Uzak Doğu'da, askeri personel tarafından rütbelerini göstermek için atkılar kullanılırdı. Çeşitli şekillerde giyilen sayısız tasarıma sahip eşarplar, M.Ö. 200 yıllardan kaldığı düşünülen İmparator Quin’in Terracotta asker heykelleri üzerinde görülebilir.
Terracotta Savaşçıları
Çin imparatoru Cheng elbiseden yapılan eşarpları askeri rütbeleri gösteren bir simge olarak kullanmıştır. Bu daha sonraki yüz yılarda da devam etmiştir. Öyle ki pamuk eşarplar daha düşük rütbeleri ipekler ise yüksek rütbeleri işaret ediyordu.
1200'lü yıllarda Mısırda dansözler göbek dansı için bellerine eşarp şal benzeri kumaşlar dolarlardı.
On altıncı yüzyılda bugünkü Hırvatistan’nın bulunduğu bölgelerde tacirler sosyal statüsünü belirtecek Eşarplar takarlardı.
Napolyon Bonapart gerçekleşemeyen Hindistan seferi sonrasında Mısır dönüşünde eşi Josephine de Beauharnais’e bir kaşmir şal hediye getirir. Josephine önce bunu küçümser ancak sonraki üç yıl içinde gardırobundaki şallar dört yüz adede değeri ise 80 000 pounda ulaşır.
Napolyon Bonapart ve eşi Josephine de Beauharnais
1783 de 3. Krakow Dükü Henry the Bearded ilk örgü atkıyı kullandığına inanılır. Örgü atkılar daha sonra 18. Yüzyılda Viktorya döneminde yaygınlaşacaktır.
1810 da besteci Beethoven, "Elise” sonatını aşık olduğu Therese Malfatti’nin komşusu ve öğrencisi Elisa Baransfeld için yazdığı ancak Therese’nin dikkatini çekmek için giyimine boyun bağı olarak eşarbı da kattığı görülür.
"Fur Elise" Elisa Baransfeld
Burberry şirketi çalıştığı manifatura dükkanından yirmi bir yaşında kendi markasını yaratmak için ayrılan Thomas Burberry tarafından 1856 da kuruldu. 1888 de ise gabardin kumaşın patentine alarak markanın ve meşhur Burberry ekoseli desenin yükselişi başladı.
Burberry ekose deseni ve kurucusu Thomas Burberry
Birinci dünya savaşında subaylar elbiselerinden rahatsız olunca İngiliz Savaş bakanlığı Burberry den rahat ve kullanışlı giysiler üretmesini ister. Burberry istek üzerine birçok fonksiyonu bulunan (D tipi kemer tokasına el bombası asmak gibi) siper paltosu anlamına gelen trençkotu tasarladı ve bu trençkotlar savaş sonrasında da çok moda oldu. Bunu 1020 lerde Paris deki mağaza müdürünün trençkotların astarları ile vitrini yeniden düzenlemesi sırasında sonucu ortaya çıkan ekose deseni ve sonrasında ayni desenli Burberry Eşarplar takip etti.
İsadora Duncan kazası haberi
Modern dansın anası olarak kabul edilen İsadora Duncan uçuşan uzun şallarıyla hatıralarda yer etmiştir. Ancak ne acıdır ki ölümü aracının tekerine dolanan bir şalla olmuştur.
20.yüzyıl başlarında Eşarpların kadın haklarınını savunulmasında yeşil beyaz ve pembe renkleriyle siyasi bir propogana aracı haline geldiğini görüyoruz. İngiltere'de Emily Davison'un 1913'teki o önemli günde, üyesi olduğu kadın hareketinin sesini duyurmak ve kadınların özgürlük hakkını protesto etmek amacıyla için ünlü Ascort yarışları sırasında Epsom yarış pistinde Kral'ın atının üzerine Suffragette'i temsil eden Yeşil, beyaz ve mor renklerindeki eşarbı örtmek ister. Davison dört gün sonra yarış pistinde aldığı yaralar nedeniyle ölmesine rağmen onun kahramanca hareketi çağlar boyunca yankılanır. Kadın oy hakkı uğruna hayatını kaybededen kadınlardan olan Emily Davidson ve onun gibi kadınlar sayesinde, kadınlar 1918'de sınırlı oy hakkına kavuştu ve sonunda 1928'de erkeklerle aynı haklara kavuşmuştur.
Kadın Hakları
Tabii ki cep mendilinin elden pantalon cebine ve oradan da sol göğüs cebine ulaşması iki yüz yıl alırken Eşarbın bir gecede başarılı olduğuna inanmak kolaydır, ancak eşarbın düz bir pratik aksesuardan modaya uygun bir ürüne dönüşmesi kesinlikle bir gecede gerçekleşmedi.
Kaşmir şallar 19. yüzyılda popüler hale geldi . Bunu sağlayan ünlü "Paisley” deseniydi, Bonaparte tarafından getirilenlere benzer kaşmir şallarını üretmek için ilk kasaba 'Paisley' bugünkü İskoçya’da Glasgow’un batısında bu dönemde kuruldu.
Paisley Deseni Paisley şehri
Kasaba 7000 dokumacıya ev sahipliği yapmıştı ve şallar o kadar popülerdi ki Kraliçe Victoria bile 1842'de bir şal satın aldı. Yüzyılın ikinci yarısında, yeni trendler ortaya çıktıkça şalların popülaritesi azaldı.
SAVAŞ YILLARI
Birinci Dünya Savaşı sırasında örme, tüm dünyada kadınlar, çocuklar ve erkekler için sadece bir hobi olmaktan çıkıp ayni zamanda Vatansever savaş görevi olarak kabul edildi. Zira savaşta askerleri sıcak ve kuru kalmaları için tonlarca çorap, kazak ve eşarp üretildi.
Günümüzde örgü yapmak genellikle eski moda bir hobi olarak kabul edilirken, örgü savaş sırasında birçok askerin hayatını kurtardı. Örme ürünler sadece siperlerde değil, savaşın tüm cephelerinde, denizde sert, ıslak ve soğuk koşullarda mücadele eden tüm birliklere gönderildi.
Örme atkılara ek olarak, pilotlar beyaz ipek atkılar kullandılar zira pilotlar boyunlarını tahriş etmeyecek yumuşak, esnek kumaşları tercih ediyorlardı. Birinci Dünya Savaşı sırasında, ipek askeri operasyonlarda çok önemli bir rol oynadı. İpek torbalar silahlar için barut yüklerini taşımak için kullanıldı, çünkü ipek yakıldığında kalıntı bırakmazdı. Savaştan sonra, askeri amaçla kullanım şansı azalan ipek bu kez kendine giysi, eşarp ve diğer aksesuarlar olarak kullanım alanı buldu.
EŞARPLARIN AKSESUAR OLARAK ORTAYA ÇIKIŞI
FAD 67X67cm Krep İpek Fular FAD 70X200cm İpek Şal FAD 67X67 Krep İpek Fular FAD 70X200cm İpek Şal
Başa, bileğe sarılan aslında küçük bir şal olan Bandana için genellikle pamuk seçilse de farklı kumaşlardan yapılabilir boyutları genelde 56X56 cm dir.
Batıda ipeğin ortaya çıkmasıyla birlikte üretim yöntemleri gelişti ve birçok giyim markası ipek aksesuarları üretmeye başladı. Liberty London, savaş sonrası yıllarda son derece popüler hale gelen hafif ipek eşarplar üretmeye başladı. Onların enerjik baskıları, savaşın ilk yıllarında ev cephesindeki kasvetli hayata çok ihtiyaç duyulan bir hareketlilik getirdi.
Benzer şekilde, 1837'de Fransız moda evi Hermès, lüks kare eşarplar dokumak için Çin ipeğini ithal etmeye başladı. Çin'den ithal edilen ham ipek özellikle güçlü ve daha dayanıklıydı.
Hermes 1837
Tasarımlar Hermès’in tarihindeki köklü binicilik geçmişini yansıtıyordu ve bu tasarımlar günümüzde hala çok popüler. Elle yuvarlanmış kenarları olan serigrafi baskı ile basılan harika detaylara sahip ve 90 cm x 90 cm boyutundaki eşarplar Hermes tarihinde önemli bir yer tutmaktadır.
SENTETİKLERİN GELİŞİMİ
İpek eşarplar statü, lüks ve kalitenin simgesi olmasına karşılık birçok kadın tarafından kullanılabilmesi için alternatif ve daha ucuz malzemeler gerekliydi. 1930'larda "Viskon" olarak da bilinen bu kaygan ve oldukça ucuz elyaf, 'yapay ipek' adı verilen yarı sentetik kumaş İpeğe benzer görüntüsüyle ipeğe alternatif olmaya başladı.
İkinci dünya savaşına dek artan eşarp talebi savaşın başlaması, kadınların askere giden erkeklerin yaptığı işleri devralarak savaş ekonomisine katılmasıyla düşmeye başladı. Artık tercihler değişmişti.
Ancak her sıkıntı bir başka fırsatı da gündeme getiriyordu. Fabrikada çalışan ve uzun saçlı kadınların saçlarından kaynaklanabilecek güvenlik endişesi eşarp için bir başka fırsatın kapısını aralamıştı. Kadınlar işte çalışırken bu kez eşarp takmaya başladılar. Tabii ki savaşın getirdiği kısıtlı keten ve pamukla kumaşla kısıtlı ham maddeler, tasarımın geriye itilmesi ve giyimde kullanışlığa önem verilmesi, İkinci Dünya Savaşı boyunca kıyafetlerin rasyonelleşmesi sonuçta Eşarpı donuk ve zevksiz bir ürüne dönüştürdü.
1941 yılında Britanyalı J.R. Whinfield, J.T. Dickson, W.K. Birtwhistle ve C.G. Ritchie ilk kez Terilen adı verilen Polyester flamenti elde ettikten sonra 1946 da DuPont firması tüm patent haklarını satın alarak Dacron ticari ismi ile Polyesterleri tekstil ve diğer endüstride kullanıma sunmuştur. Bugün tekstil ürünlerinde ve doğal olarak Eşarp ve Şallarda da Polyester kullanılmaktadır. Özellikle yurt içinde ve yurt dışında ciddi online satış sitelerinde polyester olmasına karşılık Saten İpek, Saten isimleri altında İpeği anımsatacak tanımlamalarla Polyester Eşarp ve Şallar satılmaktadır. Burada etik olmayan Polyesterin kullanılması değil Polyesterin İpeği anımsatacak ve yanıltacak tanımlarla kullanılmasıdır.
BİR PROPAGANDA ARACI OLARAK EŞARPLAR
Savaşın kısıtlamalarına rağmen, Londra'nın önde gelen İngiliz eşarp markası Jacqmar, 1940-1945 yılları arasında eşarplar üretmeye devam etti. Aslında Jacqmar, dünyanın dört bir yanındaki moda evlerine Hot Couture ipek sağlıyordu. Ancak kısa süre sonra üretilen ürünlerde geriye çok fazla artık ipek kalıyordu ve bunlar değerlendirilmeliydi. Sonuç olarak, savaş sırasında son derece popüler hale gelen ipek eşarplar üretmeye başladılar. Savaş nedeniyle kumaş tedariklerinde sıkıntılar da yaşanmıyor değildi bu nedenle Jacqmar paraşüt ipeğinin yanı sıra suni ipek ve ketenden alternatif kumaşlar kullanmıştı.
Propaganda temalı Jacqmar Eşarpları
Eşarp tasarımları üç ana temaya dayanıyordu ve mottoları "Omuz omuza”: askeri, müttefik kuvvetler ve sivil cephe. Bunlar özellikle genç aşıklar arasında çok popülerdi ve bugünlerde bu tasarımlar değerli koleksiyon parçalarını oluşturuyor. Londra'daki İngiliz Müzesinin savaş kostüm koleksiyonlarında birkaç nadir Jacqmar eşarbı vardır. Savaş sonrası dönemde, tasarımlar da zaferle beraber değişti ve çiçek ve geometrik desenler yaygınlaşmaya başladı.
SAVAŞ SONRASI
İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonra, dünya dolaplarında daha cesur ve canlı renkler yer almaya başladı. Desenli eşarplar bu süre zarfında geniş bir kitleyi kendine çekti. 1946-1955 yılları arasında Lida and Zika Ascher, dünyanın önde gelen sanatçılarının tasarımlarını eşarplarda kullanmaya başladı. Henri Matisse, Pablo Picasso ve Henry Moore, Ascher 'Sanatçılar Meydanı”na katkıda bulunan dünyaca ünlü 42 sanatçı arasındaydı. Proje sadece savaş sonrası sanat topluluğunu birleştirmekle kalmadı, aynı zamanda sanat ve modadaki idealleri bir araya getirerek güzel sanatları birçokları için daha erişilebilir hale geldi.Giyilebilir sanatın ilk tohumları bu dönemde atılmış oldu.
Ascher Eşarpları Ünlü sanatçıların eserlerine yer veren ilk firmaydı
Acher'in eserleri bastığı sanatçılardan bir tanesi de Henri Matisse idi. Onun Tahiti seyehati sırasında yaptığı Deniz isimli tablosundan üretilen otuz adet Şal dan kalan bir tanesi Christie's in müzayedesinde 4.8 milyon dolara satıldı.
Dünyanın en pahalı Şalı. Bir Matisse eseri 4.8 milyon dolar
Sanatçıların eserlerinin eşarplara basılması diğer tasarımcıları da yüreklendirdi. Artık o güne dek yaygın olarak kullanılan paisley deseni, çiçek ,bitki vb formlardan başka şal tasarımcının bir tuvali veya çizeceği bir mataryel haline gelmişti. Öyle ki ilk tasarımlar daha çok mekanik kes yapıştır ve bas tekniğine bağlı olarak grafik desen veya yazılı mecra ürünleriydi. Nitekim Amerikalı tasarımcı Vera ise gazete başlıklarından oluşan ve şuan Metropolitan müzesinde sergilenen aşağıdaki Şalı tasarlamıştı.
Vera tasarımı Şal
BÜYÜLEYİCİ AKSESUAR OLARAK İPEK EŞARPLAR
Kendini ifade etme biçimi olarak, ipek eşarp hızla modaya geri döndü; artık malzeme ve teknoloji parlak desenlerin canlı ve keskin detayların basılmasına izin veriyordu. Hermès’in popülaritesi halkın Audrey Hepburn ve Grace Kelly'nin filmlerde eşarp takmasını beğenmeleri ve New York dan Monako'ya uzanan bir moda seli sayesinde arttı.
Audrey Hepburn ve Grace Kelly
İpek eşarplar kısa sürede cazibe, güç ve bağımsızlığın sembolü oldu. Audrey, eşarplarını boynunun etrafına düzgün bir şekilde bağlamayı severken, Brigitte Bardot eşarbını başında bir bant olarak kullanmayı seçiyordu. Grace Kelly, 1956'da LIFE dergisinin kapağında Hermès ipek bir eşarp ile yer alırken aynı yıl içinde koluna attığı bir başka Hermès şalı tekrar manşetlere çıktı. Kraliçe II. Elizabeth bile basılan pullardan birinde Hermès eşarp ile yer almıştı.
Bu on yıl boyunca, lüks ipek eşarpları satın alan sadece elit kesim değildi. 1922 de Greewich şehrinde iki kuzen Kreindeler ve Charlie Berns tarafından kurulan ve birkaç kez yer değiştirdikten sonra şimdiki yerine taşınan ve o dönemde "Jac and Charlie's 21" daha sonraları "21 Club" ve sadece' "21" olarak bilinen New York restaurantı 1930'lardan beri ünlüler tarafından sıkça ziyaret edilen bu meşhur yerin önemli konuklar arasında Elizabeth Taylor, John F Kennedy ve Ernest Hemingway sayılabilir. Restaurant ayrıca cephesinde yer alan 21 jokey heykeli ile tanınmaktadır.
Kulüp 21'in ikonik Eşarpları
Jokey aksesuarları ünlü Kulübün sahipleri her Noel de düzenli müşterilerine özel bir eşarp vermeyi planlamışlardı. Bu tasarımlar her yıl değişecekti, ancak ana tema her zaman binicilik ve jokey olarak kullanılacaktı. Sınırlı sayıda basılan ve numaralı bu eşarplar ayni zamanda ünlü tasarımcılar tarafından yaratılacaktı. O dönemdeki eşarpları tasarımcılarından birisi de Symphony Eşarplarının sahibi ve tasarımcısı Ray Staruss idi. Tasarımlar o kadar tuttu ki çok nadir ve çok aranan bu ürünler artık eşarp tutkunları arasında ikonik hale geldi. 2009 yılına dek kravtsız girilemeyen bu restorant da kravat zorunluluğu olmasa da Ceket zorunluluğu hala devam etmektedir.
Club 21
LÜKS AKSESUAR OLARAK EŞARPLAR
TheFAD.co 140X140cm Pamuk&İpek Şal TheFAD.co İpek Eşarp 90X90cm
Birçok moda evi, markanın stillerini birer imzası olarak eşarp ve şallarına aktardı. Seksenlerin tasarımları cesur ve kendinden emindi. Chanel, çantalarındaki zincir askıları taklit etmek için cesur zincirler kullandı ve eşarplarının üzerine büyük kilitli CC logoları yerleştirdi. Bu unutulmaz tasarımlar, markadan markaya farklılıkları belirginleştirirken kadınların belirli marka estetiği ile sıkı sıkıya özdeşleşmelerini de sağladı.
DOKSANLARDA EŞARPIN GÖZDEN DÜŞÜŞÜ
90'ların yaklaşması, üretimin ve ucuz işgücünün yükselişi ile birçok ipek alternatifi malzeme popülerlik kazandı. Parlak canlı tasarımlar, bu malzemeler üzerine daha ucuz boyalarla kolayca basılabilir hale geldi. Ham İpek özellikle emek yoğun bir iş olduğundan, talep düştüğünde ipek üreticileri hayal kırıklığına uğradılar.
İpek eşarplar 90'lı yıllarda gözden düştü ve insanlar yenilikçi ve çarpıcı farklı aksesuarlar almak için akın etti. Bu zarif, şık aksesuar artık kadının gardırobunda olmazsa olmaz bir ürün değildi ve kısa sürede gözden düştü.
KLASİK TASARIMLARI YENİDEN KEŞFİ
Bununla birlikte, sonraki on yılda teknoloji ve dolaşım patladı, bu da seyahati daha kolay ve nüfusun çoğunluğu için daha erişilebilir hale getirdi. Dünya’nın birçok yeri ulaşılabilir olduğunda moda endüstrisi de bundan payını aldı. Tasarımcılar dünyanın dört bir yanından ilham aldı ve geçmişin hazinelerini yeniden keşfetti. Bu keşiften yeniden tasarlanan ve yünün özelliği öne çıkarılan kaşmir paşmina da kadının günlük yaşam tarzının bir parçasına dönüştü.
TARZLARI MODERN YAŞAMA UYARLAMA
Daha yakın zamanlarda, eşarpların da yaşam tarzına uyum sağladığı yeni kullanım alanlarına hizmet edecek formlara dönüştüğünü görüyoruz.
Hermès, eşarbı tekrar tasarlayarak kurdelyeye benzer bir fuları pazara sundu, bu Hermès 'Twilly' idi ve el çantasının saplarına sarıldığında çok şık görüntü verirken ayni zamanda çanta sapını da koruyordu. Bu ince fularlar ileriki dönemlerde şapkanın etrafını saran bir fular, başınızda bir bandana ya da bileğinizde bileklik , belde kemer olarak da geniş bir kullanım alanına ulaştı.
'Twilly' fularının modern kadının gardırobuna girmesiyle bu stil Hermès'in en başarılı tasarımlarından biri haline gelmişti.
GÜNÜMÜZDEN GELECEĞE
Eşarplarla olan aşk ilişkimizin gelecekte de sona ermesi olası kolay gözükmüyor. Zira zaman içinde ihtiyaçlara bağlı olarak eşarplarda kendi içinde çok farklı formlar, tasarımlar ve desenlerle bizleri büyülemeye devam ediyorlar. Teknoloji, yeni baskı yöntemleri çarpıcı doğala yakın renkler düşünüldüğünde bazı eşarpların ayni zamanda sanatçının bir tuvaline dönüştüğünü de görüyoruz.
http://www.amazon.com/dp/1437870775/ref=asc_df_1437870775910322?tag=stylefeeder-20&creative=380333&creativeASIN=1437870775&linkCode=asn
http://www.dresslikeme.co.uk/scarf.php
http://www.joyofbellydancing.com/bdhistory2.html
http://books.google.com/books?id=ENz8biaHjkgC&pg=PA47&sig=lVWTkglAfTUVUkcI7FaL5I7PrFM#v=onepage&q=&f=false
http://pilgrim.ceredigion.gov.uk/index.cfm?articleid=2079
http://ezinearticles.com/?Quality-Burberry-Like-Scarves-and-Shawls&id=1476744
http://ezinearticles.com/?Quality-Burberry-Like-Scarves-and-Shawls&id=1476744
http://news.google.com/newspapers?id=4AAUAAAAIBAJ&sjid=h4oDAAAAIBAJ&pg=5152,2704270&dq=history+of+scarves http://www.timesonline.co.uk/tol/news/world/article496774.ece
https://startupfashion.com/fashion-archives-a-look-at-the-history-of-the-scarf/
https://www.dictionary.com/browse/scarf
https://www.wordsense.eu/skera/
Diğer web kaynaklı bilgier